Kastamonu 1 Şubesi

Pazartesi Buluşmalarında Dr. Hasan KAVGACI

Şubemiz tarafından pazartesi günleri gerçekleştirilen Pazartesi Buluşmalarında bu hafta Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu üyesi Dr. Hasan Kavgacı konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’de Eğitim Politikaları konusu üzerine konuşan Dr. Hasan Kavgacı konuşmasına  İdlib’te gerçekleştirilen menfur saldırıda hayatını kaybeden şehitlere rahmet dileyerek başladı.

Gelişmiş ülkeler yardım ederken ideolojilerini ihraç ediyor.

Şube başkanımız Orhan Sancaktaroğlu: “Ankara’daki yoğun mesaisinden bizlere zaman ayırarak buraya kadar gelen sayın hocamız Dr. Hasan Kavgacı’ya öncelikle teşekkür ederim. Eğitim her alanda, her sektörde, her evde hatta her kahvehanede konuşulan bir konu. Eğitimi kimsenin hafife almadığını, alamadığını görüyoruz. Hele şu bilgi çağı denilen bu ortamda insanlar hem kendi çocuklarının hem de diğer insanların eğitim seviyelerinin artmasını istiyorlar. Hatta ve hatta gelişmiş ülkeler gelişmekte veya geri kalmış ülkelere eğitim alanında para, insan kaynağı ve bilgi bakımından destek veriyorlar. Tabii bunu yaparken kendi ideoloji ve emellerini o ülkenin insanının dimağına yerleştirmek asıl gayeleri. Türkiye’de eğitim hep okyanustaki dalga gibi; hiç değişikliği, iniş çıkışları bitmiyor. Bu akşam sizlerle Türkiye’deki ve dünyadaki eğitim politikalarını ve uygulamalarını sayın hocamız Dr. Hasan Kavgacı ile konuşacağız. Bizleri her hafta yalnız bırakmayan kıymetli dinleyicilerimize de teşekkür ediyor ve adet haline getirdiğimiz kitap hediyesinde bu hafta Alev ALATLI’nın Hafezanallah kitabını hediye edeceğiz.” dedi.

Eğitimdeki temel sorunlardan biri sivillikten uzak oluşudur.

Kastamonu Üniversitesi’nde yaklaşık 4 yıl görev yaptığını belirten Hasan Kavgacı Kastamonu’ya uzak biri olmadığını belirtti. Öncelikle eğitimi dert edinmenin önemli olduğunu vurgulayan Kavgacı, “Eğer eğitimi dert edinirsek hedeflerimize ulaşmamız mümkün olacaktır. Eğitimin her haneye giren bir konu olduğunu göz önüne alırsak eğitimin ilgilendirmediği hiç kimse yoktur.  Eğitimdeki temel sorunlardan birisinin eğitimin sivillikten uzaklaşmış olmasıdır. Sivillikten kastettiğim insan merkezlilik olmakla beraber insan merkezli derken hümanizmden bahsetmiyorum” dedi.

Dr. Hasan Kavgacı’nın konuşmasından diğer satır başları şöyle:

Dili düşünceden ayırmak mümkün değil.

“ABD’li bilim kurgu yazarı Philip Dick, gerçekliği yönetmenin en etkili yolunun kelimelerin anlamlarını yönetmek olduğunu söyler. Antik Yunan’da da Logos kavramı hem dil hem düşünce anlamına gelmektedir. Dili düşünceden ayırmak mümkün değildir. Eğitim kelimesi medeniyetimiz için yeni bir kelime. Eskiden eğitim kelimesi yerine maarif, talim, terbiye, tedib, tedris gibi kelimelerini kullanıyorduk. Çağımızın İmam Gazali’si olarak görülen Nakib el-Attas da eğitimden bahsederken tedib kavramını kullanıyor ve edebin insana hikmet kazandırdığını vurguluyor. Bütün bu kavramlar yerine eğitim kavramının kullanılmasının ne gibi bir mahsuru var denilebilir. Bu durum kavram zenginliğinin ortadan kalkması anlamına geliyor.

İnsanın yeryüzündeki hikâyesi 3 A ile özetlenir.

Eğitim meselesinin kökünde bilgi meselesi vardır. İslam’da bilginin kaynağı Allah’tır. İnsanın yeryüzündeki hikayesi 3 A ile özetlenebilir: anlama, anlamlandırma, anlaşılma.

Bilgi kaynakları, türleri arasında nasıl bir hiyerarşi kabul ediyoruz? Batı’da A. Comte’den beri bilimsel bilgiye diğer bilgi türleri karşısında bir üstünlük tanınmıştır. A.Comte ve Pozitivizmle beraber eğitim anlayışı değişip deney ve gözleme dayanmayan bilgi türleri dışlanmıştır. Bu süreçlerin bir sonucu olarak pragmatik/faydacı bilgi bugünkü eğitim anlayışında ciddi bir yer kaplıyor.

Yaşadığımız hayat sekülerleşti, mevcut eğitim sistemimiz bu sekülerleşmenin sebeplerinden biridir.

Eğitim politikalarını ele aldığımızda Türkiye’deki eğitim politikaları ne kadar ;Türkiye’den üretilen politikalar sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz. Küreselleşme daha yumuşak bir ifadeyle evrenselleşmeyle birlikte ortaya çıkan eğitim politikalarını ülkemizde de sorgulanmadan benimseniyor. Oysa ortada bir evrensellik yok söz konusu olan Avrupa/Batı merkezcilik… Sömürgeleştirilmiş coğrafyalarda farkındalık daha yüksekken doğrudan sömürgeleştirilmiş Türkiye’de maalesef bu farkındalık çok bulunmuyor.

Örneğin Değerler eğitimi ne kadar bize ait bir kavram? Bu kavramın Batı’daki maneviyat boşluğunu doldurmak için yani Batı’nın kendi ihtiyacı doğrultusunda ortaya çıkmış bir kavram ve herhangi bir aşkın boyut ihtiva etmiyor.

Biz de maalesef Batı’daki sürecin benzeri yaşıyor ve sekülerleşiyoruz. 2020-2071 hedeflerinden bahsediyorsak bu hedeflere kendimiz olarak varmak istiyorsak tercüme bir eğitim sistemiyle herhangi bir yere varamayacağımızı bilmeliyiz.

Uluslararası sistemin ortaya koyduğu eğitim sistemi bizim ihtiyaçlarımıza göre değil başka odakların ihtiyaçlarına göre şekillenmiş bir eğitim sistemidir.

Küreselleşme aynı zamanda hız demek. Zaman çok hızlı akıyor, insanlara sorgulama imkanı sunmuyor. Bizim “durup” düşünmemiz gerekir. Vâkıf olmak için “Vakfeye durmamız”  gerekiyor.

Öğretmen, eğitim yöneticileri, eğitim çalışanları, STK temsilcileri ve halktan da misafilerimiz hazır bulundular. Dr. Hasan Kavgacı, dinleyicilerin sorularına cevaplar verdi. Program içerisinde “Dinleyicilere sorular” kısmında Alev Alatlı’nın Hafazanallah kitabını Kastamonu İl Milli Eğitim  Müdürlüğünden emekli şube müdürü Hüseyin Kendir'e hediye edildi.