Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu, 2008-2009 egitim-ögretim döneminde egitim çalisanlarini birçok sorunun bekledigini söyledi.
Genel Merkez Mehmet Akif Inan Salonu’nda bir basin toplantisi düzenleyen Gündogdu, yeni egitim-ögretim yilina iliskin degerlendirmelerde bulundu.
Bu egitim döneminde yaklasik bir milyon ilkögretim, 700 bin okul öncesi ögrencisinin kaydinin yapildigini ifade eden Gündogdu, yeni kayitlarla birlikte toplam 14 milyon 115 bin ögrencinin ders basi yapacagini, yaklasik 600 bini ögretmen 800 bin egitim çalisaninin ders basi yapacagini, egitim sisteminin örgün ve yaygin egitim kurumlari birlikte degerlendirildiginde, yaklasik 20 milyon ögrenci ve bir milyona yakin egitim çalisaninin bulundugunu anlatarak, sözlerini söyle sürdürdü:
“Bu rakamlara bakinca dev bir örgüt karsimiza çikmaktadir. Bu kadar büyük bir örgüte sahip egitim camiamizin sorunlari da büyüktür. Bu sorunlarin tespiti ve çözümüne ise, sadece egitimcilerin degil, egitimle ilgilenen herkesin katkida bulunmasi gerekir. Geçmiste oldugu gibi bu dönemde de egitimi ve çalisanlarini birçok sorun bekliyor. Verilecek egitimin niteligi açisindan egitime ayrilacak kaynak sikintisi, derslik yetersizligi, bölgelerarasi ögretmen açigindaki farklar, okullarin ödenek ve hizmetli ihtiyaci, kalite seviyesinin yükseltilememesi, egitimin ezberci ve sinavda soru çözmeye endeksli halde olmasi; egitimi verecek ögretmen açisindan, ögretmenlerin özlük haklari, ögretmen açigi, sözlesmeli ögretmenlik gibi birçok sorun önümüzde duruyor. Kisacasi ilkögretimin, ortaögretimin ve yüksekögretimin birbirinden etkilenen pek çok sorunu mevcuttur.”
Merkez Teskilati Yeniden Yapilandirilmali
Egitim sisteminin merkezi idare anlayisi içerisinde yapilandirildigini; merkez teskilatinin 16 ana hizmet birimi ile 14 yardimci hizmet biriminden olustugunu dile getiren Gündogdu, “Kararlar merkezden alinarak tasra teskilatinda uygulanmaktadir. Dolayisiyla hizli karar alma süreci islememektedir. Sorunlarin tespiti de çözümü de yavas olmaktadir. Bu nedenle merkez teskilati yeniden yapilandirilmali, birçok genel müdürlük ve birimler birlestirilerek küçültülmelidir. Bir kisim yetkiler de tasraya devredilmelidir. Özellikle Bakanligin beyni olan Talim ve Terbiye Kurulu yeniden yapilandirilmalidir. Okullarin altyapi sorunu ve derslik eksikligi giderilmeli, daha fazla okul ve derslik yapilmalidir” seklinde konustu.
Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu’nun toplantida gündeme getirdigi konu basliklari söyle:
Yönetici Atamada Yasanan Kaos Sona Erdirilmeli
Bunlarin yanisira öncelikle çözülmesi gereken baska sorunlar da bulunuyor. Örnegin, yönetici atama konusundaki kaos sürüyor. 30 bin civarinda idareci vekâleten görev yapiyor. Bu konuda sinav esasli, liyakata dayali bir yönetmelik hazirlanarak magduriyetlerin önüne geçilmelidir.
Uzman Ögretmen ve Basögretmen Sinavlari Yapilmali
Uzman Ögretmen sinavi 2005’te bir defa yapildi ancak devami getirilmedi, Basögretmen sinavi ise hala yapilamadi. Bu konuda meydana gelen magduriyetler giderilmeli, konu ile ilgili mevcut yasal düzenleme dikkate alinarak yeni sinav açilmalidir.
Katsayi Adaletsizligine Son Verilmeli
Binlerce ögrenciyi magdur eden haksiz, adaletsiz katsayi uygulamasi hala çözüme kavusturulamadi. ÖSS’de meslek liselilerin aleyhine uygulanan katsayi engeli nedeniyle söz konusu okullarin ögrenci sayisi giderek düserken, düz liselerin kapasitesi ise sagliksiz sekilde artiyor. Bu engel kaldirilmalidir. Katsayi engelinin aksine, meslek liselerinin tesviki için ilave puanlar verilmelidir.
Sivil Bir Anayasa Istiyoruz
Ülkemizin; acilen demokratiklesmenin önünü açan, özgürlükleri genisleten, milleti kucaklayan, milletin iradesine saygiyi öne çikaran, kuvvetler ayriligi ilkesini sözde degil, özde yapan bir anayasaya ihtiyaci vardir. Bu yeni anayasa ile demokrasimizin gelismesine engel olan atil altyapi degistirilmelidir. Bireysel inanç ve özgürlüklerin önü açilmalidir. Ülkede demokratiklesme çitasi yükseltilmelidir. Kamu çalisanlarina toplu sözlesmeli, grevli sendikal hak verilmeli, siyaset yapma yasagi kaldirilmalidir. Bu taleplerimizin hepsinin özünde, bireyi esas alan ve toplumsal bütünlügü de muhafaza eden bir anlayis vardir.
Bu çerçevede, kadinlarin egitim ve çalisma hayatlarinin önündeki engellerin kaldirilmasini, temel hak ve hürriyetler açisindan önemsiyoruz. Anayasa’nin güvence altina aldigi temel insan haklarindan biri olan egitim hakkinin her ne suretle olursa olsun engellenmesi insanlik ayibidir.
Idarecilerin Derse Girme Zorunlulugu Esnetilmeli
Okul idarecilerinin zorunlu olarak 6 saat derse girmeleri idari islerin aksamasina yol açiyor. Bu nedenle 6 saat derse girme zorunlulugu yerine, ‘ögretmenlerin ders yükü gözönüne alinmak suretiyle 6 saate kadar derse girebilir’ seklinde degisiklik yapilmalidir. Ek ders ücreti, sadece derse giren ögretmene verilmeli, diger yöneticilere ‘yöneticilik tazminati’ ödenmelidir.
Ögretmenlerin Ek Derslerindeki Aksakliklar Giderilsin
Ayakta tedavili sevklerde derslerin tamami ücretli sayiliyor. Istismar eden olabilir diye hastaligin tedavisi gibi insani bir ihtiyaç dolayisiyla magduriyet yasatilmamalidir. Daha önce oldugu gibi ‘bir ögretmenin bir günde 6 saat dersi varsa, ayakta tedavi için sevk aldiginda o gün için 3 saati maas karsiligi, 3 saati de ek ders karsiligi’ seklinde yeniden düzenlenmelidir.
Hizmetli ve Memurlarin Atama ve Yer Degistirme Esaslari Belirlenmeli
Egitim çalisani olan hizmetli ve memurlarin atama ve yer degistirmeleri ile ilgili usul ve esaslar belirlenerek, atama ve yer degistirme islemleri yönetmelikle düzenlenmelidir. Söz konusu çalisanlarin basta özlük haklari olmak üzere ekonomik haklarinda ciddi iyilestirmeler yapilmalidir.
Sözlesmeli Ögretmenlerin Magduriyeti Giderilmelidir
Toplu görüsmelerde mutabakata varilarak imza altina alinan 4/B’lilerin es tayini, becayis hakki, askerlik dönüsü islerine geri dönebilmeleri gibi konularin bir an önce uygulamaya geçirilmesini istiyoruz. Egitim-Bir-Sen olarak, ideal olanin 4/B’lilerin kadroya alinmasi oldugunu belirterek, bu konudaki talebimizi yineliyoruz.
Dogu Egitimci Açisindan Cazip Hale Getirilmeli
Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinin tercih edilmemesinden kaynaklanan ögretmen açiginin giderilmesi için bu bölgeleri, görev yapacak ögretmen açisindan daha cazip hale getirmemiz lazim. Oralarda çalismanin özendirilmesi gerekir. Yeni mezun olan ögretmenler yerine daha tecrübeli, birikimli, uzman ögretmenlerin bölgede görev yapmasi birçok sikintiyi çözecektir. Onun için de buralarda çalisan ögretmenlere ‘Bölge Tazminati’ verilmesinin daha faydali olacagini düsünüyoruz. Bu da, ögretmen açigini asgari seviyeye düsürecektir.
Egitime Hazirlik Ödenegi En Az Bir Maas Tutarinda Olmalidir
Her egitim-ögretim yili basinda verilen ve bu yil 475 YTL olarak açiklanan egitime hazirlik ödenegi en az bir maas tutarinda olmalidir ve ayirim yapilmadan bütün egitim çalisanlarina ödenmelidir.
Ek Ödemeler Sonucunda Ortaya Çikan Magduriyetler Giderilmeli
Açiklanan Ek Ödeme Kararnamesi ile Milli Egitim Bakanligi’ndaki binlerce çalisan magdur olmustur. Daha önce denge tazminatindan yoksun birakilan egitim çalisanlarindan Il Milli Egitim Müdür Yardimcilari, Ilçe Milli Egitim Müdürleri, Sube Müdürleri, Egitim Uzmanlari, Müfettisler, Sefler ile Milli Egitim Bakanligi Merkez Teskilati’nda, Talim ve Terbiye Kurulu’nda olusturulan çesitli komisyonlarda, Il Milli Egitim Müdürlükleri bünyesinde olusturulan komisyonlarda ve projelerde görevlendirilen ögretmenler ek ödemeden de mahrum birakilmistir. Bu kararname ile amir memurundan daha az ücret alacak duruma düsürülmüstür. Sube Müdürü ve Il Milli Egitim Müdür yardimcilarinin, amiri olduklari çalisanlarindan 350–400 YTL daha az ücret almasi söz konusu olmustur. Konfederasyonumuz Memur-Sen’in toplu görüsme masasinda gündeme getirdigi bu konunun varilan mutabakat çerçevesinde bir an önce çözümlenmesini bekliyoruz.
Dershaneler ve Firsat Esitsizligi
OKS’nin yerine getirilen SBS’de okullarin etkisinin artmasi ile ikinci plana düsmesi beklenen dershanelerin daha da önem kazandigi bir gerçektir.
Daha önce, sadece son sinifta dershaneye ögrenci gönderen aileler, çocugunun sinifindaki çogu ögrencinin dershaneye yönlenmesiyle büyük maddi sikintilara katlanarak ayni hataya düsmektedirler. Devam zorunlulugu olmamasi halinde, bazi ögrencilerin okullara hiç ugramayacagi anlasilan bir egitim sisteminin kimlere basari saglayacagi tartismalidir. Burada en önemli faktör, firsatlarin herkese esit olarak verilemeyisidir. Daha önce mahkemeden dönen, basarili ancak ekonomik sartlari yetersiz ögrencilere devlet destegi ile özel okullarin kapisinin tekrar açilmasi suretiyle firsat esitligi, kismen de olsa, saglanmalidir.
Kantinlerde Gida ve Fiyat Denetlenmeli
Bir baska sorun ise, ögrencileri yakindan ilgilendiren okullardaki kantinlerin denetimiyle ilgilidir. Insan sagliginin nasil korunacaginin ögretildigi okullarda, kantinler araciligiyla ögrenci sagligi büyük tehlikelerle karsi karsiya kalmaktadir. Okullarimizda, nasil ve hangi sartlarda hazirlandigi bilinmeyen tüm kizartma ürünleri hastaliklara davetiye çikarmaktadir. Özellikle ticari kaygilarla kizartma yaglarinin defalarca kullanildigi göz önüne alindiginda, tehlikenin büyüklügü daha iyi anlasilacaktir. Okul kantinlerinin denetimi, okul içerisinde kurulan kantin denetleme komisyonlari tarafindan ayda bir yerine getirilmekte ise de, yasal bosluklardan dolayi söz konusu denetimler saglikli yapilamamaktadir. Bakanligin daha önce yasakladigi ancak daha sonra geri adim attigi, kanser riski tasiyan bayat ve eski yaglarin kullanilmasiyla yapilan tüm kizartmalarin yasaklanmasi, ögrencilerin sagligi bakimindan hayati önem tasimaktadir.
Bu kantinler ciddi bir sekilde kontrol edilmeli, ögrenci sagliginin güvence altina alinmasi için gida ve fiyat denetimi yapilmalidir.
Arsenikli Su Tehlikesine Önlem
Bunun yani sira arsenikli su bulunan sehirlerimizde çok ciddi tedbirler alinmalidir. Arsenik içeren sularin kullanilmamasi yönünde ögrenciler uyarilmali, Bakanlik, okullarda uyarici yazilarla tehlikeye dikkat çekmelidir.
Bunun yani sira ögrencilerin içme suyu ihtiyaci karsilanmalidir. Kantinlerde satilan sularin Saglik Bakanligi onayli olmasina özen gösterilmelidir. Ögrencilerin sagligiyla oynanmasina asla müsaade edilmemelidir.
Okullarin Depreme Dayanikliligi
Birinci derecede deprem riski altinda olan basta Istanbul olmak üzere bütün illerde bulunan okullarin depreme dayanikliligi yeniden gözden geçirilmeli, depreme dayanikli olmayan okullara kesinlikle ögrenci alinmamalidir.
Üniversiteler Sagliksiz Kafa Yapisiyla Yönetilemez
Konusmasinin sonunda basin mensuplarinin sorularini da cevaplayan Gündogdu, gazetecilerin, “Bazi üniversitelerde ögrencilere okulda basörtüsü takmayacagina dair imzalar attiriliyor” haberlerini hatirlatmasi üzerine, “Bu, toplum mühendisliginin rezil versiyonudur. Böyle yollara basvurmak, özürlü bir kafa yapisina sahip anlayisi gösterir. Üniversiteler böyle sagliksiz kafa yapisiyla yönetilemez” dedi.
Dogu illerinde ana dilde egitim talebinde bulunuldugu yönündeki soru üzerine ise Gündogdu, “Türkiye’nin ana dili Türkçe’dir. Öyle olmaya devam etmeli. Egitim dili de Türkçe olmali. Ancak diger dilleri ögrenmek isteyen varsa, devlet etnik kimliklerden korkmadan buna yardimci olmalidir” yanitini verdi.
Gündogdu, sözlerini, “Yeni egitim-ögretim yilinda tüm egitim çalisanlarina ve ögrencilere basarilar dileyerek” tamamladi.
Genel Sekreterimiz Halil Etyemez, Genel Basin Yayin Sekreterimiz Hidir Yildirim, Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Esat Tektas, Genel Mali Sekreterimiz Ahmet Özer, Genel Mevzuat ve Toplu Görüsme Sekreterimiz Ramazan Çakirci da toplantiya katildilar.