Kastamonu 1 Şubesi

Hedefimiz, Vicdan Odaklı Sendikacılığı Gelenek Haline Getirmek

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, kuruş değil, duruş sendikacılığı yaptıklarını ifade ederek, “O yüzden geçen yıl meydana gelen öğretmenlerle ilgili tartışmalarda doğru yerde ve dik durmayı seçtik. Biz mesleğin itibarını ekonomik durumundan önce görürüz. Maaşlarla, alınan ücretlerle ilgili problemleri gidermek ve bir kalemde telafi etmek mümkündür ama itibar enflasyona uğrarsa onu yeniden ihdas etmek o kadar kolay değildir. Toplu sözleşme sonrası üzerimize psikolojik harekât yapıldı. ‘Ek ödeme namusumuzdur dediler’ diye kirli propaganda yaptılar. Bizim gibi değerleri olan ve değerleri kırmızı çizgisi olan bir kitlenin parasal konular asla namusu olamaz. Biz ek ödemeyi söke söke alacağız. Ek ödeme alınana kadar ya da mağduriyet giderilene kadar mücadelemiz sürecek dedik ama hiçbir zaman ‘ek ödemeyi almak namusumuzdur’ demedik, çünkü maddi sorunlar bizim dünyamızın hedefi, gayesi değildir” dedi.

Eğitim-Bir-Sen 7. Şube Yönetim Kurulları İstişare Toplantısı’nın açılışında konuşan Ahmet Gündoğdu, demokrasinin üzerindeki vesayet gölgesinin tam olarak kalkması, hak, hukuk ve adaletin yeniden tesis edilmesi ve yaşanabilir bir Türkiye için her zaman ellerini taşın altına koyduklarını kaydederek, “Ortak Akıl mitingleri, kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü talebiyle ‘Özgürlük İçin 10 Milyon İmza’ kampanyası gibi, demokratikleşmeye katkı sağlamak amacıyla önemli çalışmalara imza attık. Tarihe not düşmek ve yaşanan mağduriyetleri kayıt altına almak için ‘Ödenmiş Bedeller Unutulmasın’ sloganıyla hatıra yarışması başlatıp gelen eserleri ‘Karanlık Dönemler ve Ödenmiş Bedeller’ adıyla 3 cilt halinde yayınladık. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da milli iradenin tokatlanmasına asla müsaade etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

 

Yasak Konusunda Köklü Çözüm İstiyoruz

 

Cinsiyet ayrımcılığına son verilmesini isteyen Gündoğdu, “Kadın-kadına eşitsizlik var. 28 Şubat sürecinde sadece İstanbul’da 720 kadın çalışanımız mağdur oldu. Kılık-kıyafetin yönetmenliklerle düzenlenmesine son verilmelidir. Başörtüsü yasağının kaldırılması konusunda lütuf değil, köklü çözüm istiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Okullarda kıyafet serbestliğiyle, fahiş fiyatlarla elbise alınması zulmüne son verileceğini belirten Gündoğdu, okullardaki serbest kıyafet uygulaması üzerinden yoksulluk edebiyatı yapılmasının iyi niyetli bir yaklaşım olmadığını kaydetti.

 

Karma Eğitim Mecburiyetinden Kurtulmalıyız

 

Gündoğdu, karma eğitim mecburiyetinin sona erdirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu konuda velilerin ve öğrencilerin talebini dikkate alan bir sistemin getirilmesini istedi. Gündoğdu, şöyle konuştu: “Bu konu, ideolojik perspektif yerine, insan hakları, inanç, kültür ve pedagoji gibi değerler ve disiplinler açısından ele alınmalıdır. İnsanımızın enerjisini heba eden, özellikle okullarda artan şiddetle birleştiğinde, aileleri çaresiz bırakan yönü daha çok hissedilen mecburi karma eğitime son verilmelidir. İsteyen velinin çocuğunu ayrı okullarda okutabilmesinin yolu açılmalıdır. Geçmişte çok başarılı olmuş kız ve erkek okullarımız yeniden topluma kazandırılmalı ve veliler, çocuğuna nasıl bir eğitim aldıracağına kendisi hiçbir baskıya maruz kalmadan, özgürce karar verebilmelidir”  

 

 

 

Vicdan Odaklı Sendikacılık

 

“Bizim hedefimiz, cüzdan odaklı değil, vicdan odaklı sendikacılık yapmak ve bunu gelenek haline getirmektir. Bizim hedeflediğimiz budur” diyen Ahmet Gündoğdu, “Ayrıca bizimki kuruş değil, duruş sendikacılığıdır. O yüzden geçen yıl meydana gelen öğretmenlerle ilgili tartışmalarda doğru yerde ve dik durmayı seçtik. Biz mesleğin itibarını ekonomik durumundan önce görürüz. Maaşlarla, alınan ücretlerle ilgili problemleri gidermek ve bir kalemde telafi etmek mümkündür ama itibar enflasyona uğrarsa onu yeniden ihdas etmek o kadar kolay değildir. Toplu sözleşme sonrası üzerimize psikolojik harekât yapıldı. ‘Ek ödeme namusumuzdur dediler’ diye kirli propaganda yaptılar. Bizim gibi değerleri olan ve değerleri kırmızı çizgisi olan bir kitlenin parasal konular asla namusu olamaz. Biz ek ödemeyi söke söke alacağız. Ek ödeme alınana kadar ya da mağduriyet giderilene kadar mücadelemiz sürecek dedik ama hiçbir zaman ‘ek ödemeyi almak namusumuzdur’ demedik, çünkü maddi sorunlar bizim dünyamızın hedefi, gayesi değildir”  diye konuştu.

 

Çalışanların yüzde 51’nin kadın olduğuna dikkat çeken Gündoğdu, “Kadınların sendikal çalışmalara katılmasını, artık onları da yöneticilerimiz arasında görmek istiyoruz. Kadının olduğu yerde nezaket vardır. Nezahet vardır” dedi.

 

231 bin üye ile Türkiye’nin en büyük sendikası olduklarını dile getiren Gündoğdu, 15 Mayıs’a kadar 280 bin hedefimize ulaşmak için daha çok çalışmaları gerektiğini söyledi.