94 yıl önce özgürlüğe giden yolda ilk adımın atıldığı 19 Mayıs, Mustafa Kemal tarafından gençlere armağan edilmiş ve geleceğin sahibinin gençler olduğu vurgulanmıştır.

Gençlik, toplumların geleceği, hazinesi, hafızası ve hasılasıdır. Geleceğin tohumu olan gençliğin özüne bakarak yarınımızı keşfedebiliriz. Yarınımızın nasıl olacağı ise, bugünün gençlerine verdiğimiz eğitim ve onlara nasıl yaklaştığımızla ilgilidir.

Bir milletin yücelmesinde en önemli faktör gençliktir. Gençlik, toplumun da en önemli yapı taşıdır. Toplum hayatının büyük bir kısmını teşkil eden gençliğin donanımı, eğitim ve öğretimi, toplumun huzuru için büyük önem arz etmektedir.

Özgürlük ve millet olma duygusunun küçük yaşlarda ve gençlik yıllarında edinilecek kazanımlarla muhkemleşeceği gerçeği göz önünde bulundurulmalı ve bu noktada yapılacak yatırımlarda asla tasarrufa gidilmemelidir.

Toplumsal bilinci yüksek, istiklal ve istikbale yönelik hedefleri olan, milli birlik ve beraberliğe önem veren bir nesil, geleceği sağlam temeller üzerine inşa edilecek bir devletin de sigortasıdır. Başta hükümet olmak üzere devleti yönetenlere ve toplumun önde gelenlerine düşen görev; gelecekte ülke yönetimini teslim edecekleri gençlerin sorumluluk bilinciyle, insan haklarına saygılı, özgür bireyler olarak yetişmelerini sağlayacak bir zemin hazırlamaktır.

Bu bağlamda müfredat; beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, özgür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip; topluma ve medeniyet değerlerine duyarlı; yapıcı, araştıran, üreten gençler yetiştirmek doğrultusunda gözden geçirilmelidir.

Medeniyet değerlerine vakıf, toplumuna yabancı olmayan, dünyadaki gelişmeleri doğru okuyabilen, ülkesinin gelişimine katkıda bulunabilen, sivil düşünebilen bir nesil yetiştirmek, eğitim sisteminin öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır.

Mehmet Akif Ersoy’un ‘Asım’ın Nesli’, Necip Fazıl’ın ‘Büyük Doğu Gençliği’, Sezai Karakoç’un ‘Diriliş Nesli’, Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ‘Milli Gençliği’, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ‘Alperen Gençliği’, Nurettin Topçu’nun tahayyüllerini süsleyen gençlik, Ali Ulvi Kurucu’nun davası için ateşler içerisinde olup ama yanmayan gençliği, yeryüzünü hizmet alanı olarak gören ‘Altın Nesli’ ve kökleriyle barışık medeniyet değerleriyle bezenmiş bütün gençliği önemsiyor, gençliğe yapılan yatırımın geleceğe yapılan yatırım anlamına geldiğini ve boşa gitmeyeceğini düşünüyoruz.

Eğitim-Bir-Sen ailesi olarak, gençlerine hak ettikleri değeri veren bir ülke temennisiyle; kurtuluşu hediye eden şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, gençlerin bayramını kutluyoruz.